Parti yazisi
Bir süpriz doğum gün partisi konusmalari yazn 2 kişi arasında diyalog ıngilizce acilllll
Bill: | My birthday will be coming up soon, won’t it Mum? |
Bill: | Doğum günüm yaklaşıyor, değil mi anneciğim? |
Mother: | Yes, of course….. |
Anne: | Evet, tabi……. |
Bill: | Only….. |
Bill: | Sadece….. |
Mother: | You’d like to have a party for your friends? |
Anne: | Arkadaşların için bir parti mi vermek istiyorsun? |
Bill: | Yes, mum, like last year. |
Bill: | Evet, anneciğim, geçen yılki gibi. |
Mother: | Well, why not? |
Anne: | Şey, neden olmasın? |
Bill: | Thanks. |
Bill: | Teşekkürler. |
Mother: | How many guests are you going to invite? |
Anne: | Kaç konuk davet edeceksin? |
Bill: | Not many, just my speacial friends. Twelve or fifteen that’s all. |
Bill: | Fazla değil, yalnız özel arkadaşlarım. Oniki veya onbeş kişi hepsi o kadar. |
Mother: | I’ve got one request. Can you make sure you don’t make as much noise as last year. Remember we got a lot of complaints from the neighbours after last years party. |
Anne: | Bir ricam var. Geçen yılki kadar gürültü yapmayacağınızdan emin olabilir misin? Geçen yılki partiden sonra komşulardan pek çok şikâyet aldığımızı hatırla. |
Bill: | No, that was Peter’s fault. He kept turning up the volume, remember? |
Bill: | Hayır, o Peter’in hatasıydı. Sesi devamlı açtı, hatırladın mı? |
Mother: | How can I forget! |
Anne: | Nasıl unutabilirim ki! |
Bill: | But he won’t be coming this year. He’s going to be in Switzerland. Anyway, it’s going to be a smaller party. |
Bill: | Fakat o, bu yıl gelmeyecek. İsviçre’de bulunacak. Her neyse, daha küçük bir parti olacak. |
Mother: | If you like we can sit down tomorrow evening and make a list of what food and nibbles and things you’re going to need. |
Anne: | Eğer istersen, yarın akşam oturup ihtiyacınız olacak olan yiyecek, kanepe ve eşyaların bir listesini yapabiliriz. |
Bill: | We’re going to need you mean – You and dad are going to come as well, aren’t you? |
Bill: | Bizim ihtiyacımız olacak olan, demek istedin – sen ve babam da geleceksiniz değil mi? |
Mother: | Well………… I suppose so. If we’re invited, that is. |
Anne: | Şey, öyle umarım, Eğer davet edildiysek, öyle olsun. |